13 Ağustos 2009 Perşembe

BANGKOK DANGEROUS (2008)


One Man.
One Bullet.
One Shot.


Pang Biraderler’in 1999 yapımı 'Bangkok Dangerous' isimli filmlerinin yeniden çevrimi (bir nevi ‘The Eye’ gibi Hollywood versiyonu) olan bu filmde, yönetmen koltuğunda yine Pang Biraderler var. Amerikalı oyuncuların yanı sıra uzak doğulu oyuncuların da rol aldığı filmde Cage, hayatı ve mesleği arasında ikileme düşen bir kiralık katili canlandırıyor.

Sıradan olmayan bir suikastçi filmine pek de rastlayamadığımız sinema tarihinde, seyre değer bir film Bangkok Dangerous. Özellikle Bangkok'un kirli ve karanlık atmosferini ışığı iyi kullanarak yakalayan film, Nicolas Cage'in iyi oyunuyla diğer kiralık katil filmlerinden ayrı bir yere konulmayı hakediyor. Bir hırsız filminde nasıl ki esas adam, çetesini toplarken yönetmen, çetedeki kişilerin maharetlerini kısa, ‘sıradan’ ve etkili sahnelerle sunuyorsa, bu film de, doğal olarak suikastçi filmlerine özgü sıradan sahnelere sahip. Fakat önemli olan bu sahnelerin nasıl olduğudur ki Bangkok Dangerous, eleştirildiği kadar da kötü bir film değil.


Filmin en mühim eksiği ise zamanı kısıtlı kullanması. Filmdeki geçişler çok hızlı; bu hızlı geçişler sahneler arasında kopukluk yaratıyor. Prag'dan Bangkok'a geçiş, Bangkok'ta Joe'nun normal şartlarda öldürmesi gerektiği Kong'u, ani bir şekilde eğitme kararı alması, Fon'a hemen aşık olması gibi olaylar, daha yavaş süreçte gerçekleşmeliydi. Bu hızlı geçişler, filmin sürükleyiciliğinin ve inandırıcılığının azalmasını sağlıyor. Bu da filmin en büyük hatası olarak ortaya çıkıyor. Joe’daki bu hızlı değişimler, karakterin doğasına ve gelişimine ters (aykırı) olduğu için izleyici, filmden kopuyor. Eğer karakterdeki değişimler, bu denli hızlı değil de mantıklı şekilde gerçekleşseydi çok daha başarılı bir film ortaya çıkabilirdi.
Daha önce insanlarla sıcak ilişkiye girmeyen Joe'nun, Bangkok'ta diğer yerlere oranla birkaç kişi ile daha içli dışlı olmasını, sadece, onun iletişime aç biri olmasıyla açıklayabiliriz.. Bu nedenle Pang Biraderler, bu sürecin daha hızlı gerçekleşmesi gerektiğini uygun görmüş olabillirler.

Bu eksikliklerin dışında, keyifli bir seyir sunan Bangkok Dangerous için, Cage'in ‘The Weather Man'den sonraki (2009’a kadarki) filmleri içinde en iyi performansı gösterdiği filmi diyebiliriz. Zaten filmi ayakta tutan en başlıca neden de, Cage’in performansı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder