22 Aralık 2011 Perşembe

Ghost Rider: Spirit of Vengeance (2012) Poster



Ghost Rider: Spirit of Vengeance'in poster çalışmaları başarılı Türk tasarımcı Emrah Yücel'in elinden çıktı. Daha detaylı bilgi ve posterler için afişleri alıntıladığım Emrah Yücel'in sayfasına tıklayın.

--

21 Aralık 2011 Çarşamba

Ghost Rider: Spirit of Vengeance (2012)



Ghost Rider: Spirit of Vengeance, Amerika'da yayımlanan aylık korku sinema dergisi Fangoria'ya kapak oldu. Derginin yaptığı kapak çalışmaları oldukça etkileyici görünüyor. Ayrıca filme dair daha önce yazılanlar için buraya tıklayabilirsiniz.

--

15 Aralık 2011 Perşembe

Ghost Rider: Spirit of Vengeance (2012) İkinci Fragman

Johnny Blaze 12 Şubat'da intikam için dönüyor.

Ghost Rider: Spirit of Vengeance'in ikinci fragmanı yayınlandı, izlemek için buraya tıklayabilirsiniz. ilk fragman ve daha önce yazılanlar için buraya da tıklayabilirsiniz.

--

13 Aralık 2011 Salı

Ghost Rider: Spirit of Vengeance (2012) Yeni Poster


İntikam İçin Yeniden Sürüyor


Ghost Rider: Spirit of Vengeance'in ikinci posteri yayınlandı. İlk poster için de buraya tıklayabilirsiniz.

--

Ghost Rider: Spirit of Vengeance (2012) Hayran Afişleri







Ghost Rider: Spirit of Vengeance filmi için yapılan afiş yarışmasının finalistleri belli oldu. Face of The Fan sayfasının düzenlediği yarışmada finale kalan 6 çalışma huzurlarınızda. Devam eden oylama sonucunda birinci çalışmanın sahibi filmin galasına iki kişilik davetiye kazanacak. Oylama, 4 Ocak 2012′de bitecek.

NOT: Yarışmanın kazananı belli oldu. Kazanan poster üstten üçüncü afiş. Daha detaylı bilgi için burayı tıklayabilirsiniz.

--

4 Aralık 2011 Pazar

SEEKİNG JUSTİCE - (2011)


The Hungry Rabbit Jumps

Roger Donaldson'ın yönettiği filmde yan rollerde Oz ve Lost dizilerinden çok iyi hatırlayacağınız Harold Perrineau, Dexter dizisinden Jennifer Carpenter var. Son olarak Unknown'da izlediğimiz January Jones da filmin ana karakterlerinden birini canlandırıyor. Asıl heyecan verici oyuncu ise tabii ki Guy Pearce. Filmin yapımcıları arasında Tobey Maguire de var.

Son dönem filmleri içinde yanlış seçimler yaparak izleyicisini ziyadesiyle hayal kırıklığına uğratan Nicolas Cage, bu filmle kariyerinin en kötü filmlerine keskin bir şekilde 'dur' diyor. Zira hem filmin hem de Cage'in performansı seyirciye keyifli bir aksiyon/gerilim sunmasının yanı sıra adalet sistemine de kendine has uslübuyla güzelce eleştiri getiriyor. Ve "sistemin sunduğu haksızlıklara karşı adaleti kendi ellerinizle sağlamak ister misiniz?" diye de zor bir soruyla seyircisini baş başa bırakıyor. Dramatik hatlarıyla öne çıkan film bu dramı ağlak şekilde işlemiyor, direkt meramına yönelerek Nicolas Cage'in oyunculuğundaki çok yönlülükten de faydalanarak film bir anda yerinde aksiyon sahneleriyle derdini etkileyici şekilde anlatmayı başarıyor. Film vizyona girmeden önce de Cage ve film hakkında beklentilerimin büyük olduğunu dile getirmiştim. Son dönemdeki hayal kırıklıklarının ardından Seeking Justice, beklentilerimi -fazlasıyla olmasa da- karşılayan bir eser oldu. "Film, başkarakterin toplumsal ve bireysel huzuru için kendi içindeki adalet mücadelesine derin bir şekilde değinebilirdi" diye düşünenler olabilir. Bunu film, açıktan ve derin bir şekilde yapmasa da bence, film boyunca karakter bir yandan gizli toplulukla savaş halindeyken diğer yandan da masumiyetini korumaya devam ediyor.


New Orleans'ın ev sahipliğini yaptığı The Bad Lieutenant: Port of Call - New Orleans'daki iyi oyunundan sonra Nicolas Cage'in özlediğimiz başarılı oyunculuğunu yine aynı yerde (New Orleans) bıraktığı yerden devam ettirdiğinden kuşkunuz olmasın. The Bad Lieutenant'daki kadar özgün bir karakter yaratımı elbette yok fakat sizi film her yönüyle saracaktır. Seeking Justice, bir yandan adaleti kendi yollarıyla arayan gizli bir topluluğu merkezine alarak hikayesini anlatırken diğer yandan da Will Gerard'a (Cage) kurulan kumpasla aksiyonu her dakika daha da arttırıyor. Bu gizli topluluğa mensup insanların New Orleans'ın hemen her yerinde olması filmin gizemini daha da büyütüyor. Ve bu süreçte de adaleti kendi yollarıyla sağlayan grubun içinde de insanoğlunun her zaman gösterdiği tamahkarlık ve yoldan sapmalar gün yüzüne çıkıyor. Film, topluluğun kendi içinde savaştığı fikrine çok az yer verse de bu topluluğun her yerde olması, Gerard'ı zorlu bir kaçışın ve kovalamacının içine sürüklerken izleyici de kendine düşen kısımdan son derece memnun ayrılıyor filmden. The Hungry Rabbit Jumps olarak belirlenen filmin ismi daha sonra Seeking Justice olarak değiştirilmişti. Filmde The Hungry Rabbit Jumps terimi büyük bir gizemin büyük bir parçası olarak karşınıza sık sık çıkacak...

Bütün oyuncuların hakkını vererek oynadığı Seeking Justice, adalet sistemine büyük tokatlar vurmuyor, can alıcı aksiyon sahneleriyle sizi koltuklarınıza çivilemiyor, Nicolas Cage'in oynadığı karakter de asla unutulmayacak birisi değil fakat tüm bunların dışında film, şiddet ve adalet arayışı üzerinden intikam duygusunu ön plana çıkararak, 'kendi içinde' hikayesini etkileyici şekilde kotaran, seyircisini son dakikada bile gizem ve gerilimden mahrum bırakmayan, izleyiciye vicdan muhakemesini yaptırmayı başaran, gerçekçi yapısıyla dikkat çeken izlenmeye değer bir Nicolas Cage filmi.