24 Temmuz 2009 Cuma
RAİSİNG ARİZONA (1987)
“Bizce bazılarının çok az şeyi varken başkalarının çok fazla şeye sahip olması haksızlıktı...”
Coen Biraderler’in ilk filmleri, mükemmel bir kara film örneği 'Blood Simple’dan sonra çektikleri, başrollerinde azılı bir suçluyu canlandıran, Nicolas Cage’in ve hapishanede suçluların fotoğrafını çeken bir memur rolünde, Holly Hunter’in oynadığı mükemmel bir durum komedisi. Coen Biraderler’in ikinci filmleri olmasına rağmen ortaya harika, yüksek temposuyla deli dolu bir çalışma çıkmış. Daha sonra birbirinden güzel ve farklı filmler çeken yönetmenler’in kariyerlerinde Raising Arizona, onların ne denli iyi bir sinema sanatçısı olacaklarının göstergesidir.
Bu filmle biraderler, öyle ses getirdi ki ‘Batman’ projesi bile onlara önerildi. Biraderlerin filmlerinin aslında arka planında hep epik bir kriz noktası olmuştur. Örneğin The Big Lebowski’de Körfes Savaşı...
“Bu filmde de Ronald Reagan Amerikası o kadar iyi tanımlanmıştır ki, Coen’lerin bir çağın ruhunu özetleyen filmi denilebilir bu film için. Ronald Reagan’a karşı gelmesiyle ünlenen Barry Goldwater’ın portresi, şartlı tahliye sahnelerinde arka planda açık şekilde görülebiliyor. H.I. McDunnough, açılışta bir başına gezinirken ona, ‘o. Çocuğu’ diyor. Örneğin, Nathan Arizona, sadece Reagan’a benzemekle kalmıyor, onun gibi konuşuyor, kovboy aksesuarları takıyor, ağzından sürekli onunkiler gibi sloganlar çıkıyor ve beyaz evde yaşıyor.” Reagan’dan nefret eden Coen’ler onun kalesi olarak bilinen Arizona’da, Reagon’a adeta savaş açıyor. “Reagan’ın Amerika’sında, para kelimenin tam anlamıyla size mutluluk satın alıyordu, yani film paranın satın alamayacağı tek şeye de bir fiyat biçiyordu: Aileye...” (Simon Crook)
Bu filmle Coen Biraderler, bir yandan izleyiciyi mutluluğa sevkederken bir yandan da Ahlaki çöküş içerisindeki Amerika’yı aç gözlü yapan Reagon’u suçluyorlar. Bu yönüyle film, alt metninde öyle güzel bir eleştiri getiriyor ki, Coen Biraderler’in dehası karşısında şapka çıkartılması gerekiyor.
İflah olmaz bir suçlu olan H.I. McDunnough, o kadar çok hapse girer çıkar ki, en sonunda hapishanede yeni mahkumların fotoğraflarını çeken hapishane memuru, Edwina’ya aşık olur ve bir daha suç işlemeyeceği şartıyla onu evlenmeye ikna eder. Nicolas Cage’in hiçbir şeyi umursamayan sadece güzel anlar yaşayan, gençliğini küçük suçlar işleyerek hapishanede geçiren, boş bakışlara sahip suçlu rolünde harika bir oyunculuk sergilediği filmde, çiftlerin çocukları bir türlü olmaz. Nitekim çocuk isteyen çift, bir gün haberlerde Nathan Arizona isimli zengin birinin beşiz çocukları olduğunu öğrenirler. Ve kendilerince çocuk sahibi olmak için bir çözüm bulurlar. İnsanların hakettiklerinden fazlasına sahip olmasının haksızlık olduğunu düşünen çift, beşizlerden birini kaçırarak çocuk özlemlerini giderirler. Fakat peşlerinde çocuğu bulmak için motorsikletli, canlıları sevmeyen korkunç bir ödül avcısı var. Ayrıca, H.I. McDunnough’ın iki fırlama hapishane arkadaşının da hapishaneden kaçmasıyla işler daha eğlenceli ve korkutucu hale gelir.
McDunnough çiftinin sıradan hayatlarındaki en önemli an, birlikte güneşin batışını izlemeleridir. O kadar mutlu görünüyorlar ki bu anlarda, izleyizi de aynı şekilde mutlu oluyor. Sonuyla insanı hüzne sevkeden film, muhteşem bir seyirlik sunuyor izleyiciye. İlerde Coen Biraderler’in fetiş oyuncusu olacak John Goodman’ı izlemek de ayrı bir keyif veriyor. Ve Glen rolünde, Sam McMurray motosikletiyle gerçekten de çok korkutucu.
Bugünün birçok yıldız aktörünün göründüğü efsane film, ‘Fast times at Ridgemont High’da, motorsikletli çocuğun hükmettiği, ‘Rumble Fish’ ve savaşın etkilerini çok farklı bir yönde ele alan ‘Birdy’ gibi filmlerinde Nicolas Cage, bir yıldız olmaya doğru parlak bir adım atmıştır. Fakat ilk dönem filmleri içinde Raising Arizona, çok farklı bir yerde duruyor. Coen'lerin usta yönetimi ve Cage’in, biraderlerin yarattığı karakteri başarıyla canlandırmasıyla bu film, onun ve Coen’lerin sinema dünyasında daha da farkedilmesini sağladı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder