24 Temmuz 2009 Cuma

NİCOLAS CAGE


"Ben hâlâ bir Coppola'yım. Ailemden çok şey öğrendim. Ancak, bu işi tek başıma kotarabileceğimi kanıtlamam için Nicolas Cage olmam gerekiyordu. Yasal olarak ismimi değiştirmedim, ama ehliyetimde, pasaportumda ‘Cage’ yazıyor. Cage, benim çünkü..."

O, Empire dergisinin tüm zamanların en iyi 100 film yıldızı sıralamasında, 40. sırada yer alan büyük bir aktör. İlk oynadığı filmden bu yana, o hiç düşüşe geçmedi. Oysa ki birçok film yıldızının kariyeri hep inişli çıkışlı oldu Hollywood yollarında. Fakat Nicolas Cage her zaman yükselişteydi. Eleştirmenlerin canı sıkılmış olacak ki, bazı dönemlerin Cage için zor geçtiğini söylediler. Cage'in bu eleştirilere yanıtı ise kısa ve net oldu;

''Hayatımın çok iyi bir dönemindeyim. İnsanlar, benim kederli göründüğümü düşündüklerinde yanılıyorlar.''

İlk dönem filmleri onun yıldızını parlatan güçlü filmlerdi. Nicolas Cage, bu filmlerin değerini bildi ve hızla yükselişe geçti. Motorsikletli çocuğun hükmettiği, Rumble Fish, savaşı ve savaşın etkilerini çok farklı bir yönden ele alan Birdy, oynadığı dönemde aşk filmlerine yeni bir soluk getiren Moonstruck, “her çağın kendine has kahramanı vardır” sloganıyla yola çıkan The Boy İn Blue, Coen Biraderler'in “bize göre bazılarının hakettiğinden fazlasına sahip olması haksızlıktı” diyen unutulmaz filmi, Raising Arizona, Nicolas Cage için zirveye ulaşan yolun en zor kısmıydı. Ve Cage, bu zorlu yolu başarıyla geçmesini bildi. Sinema hayatının ilk yedi yılı içerisinde birbirinden değerli filmlerde oynadı. Bu dönemde oynadığı bütün filmlerde, kendisinden beklenilenin çok üstünde bir performans sergileyerek, tüm zamanların en iyi film yıldızları arasına girmeye doğru parlak bir adım attı. Fakat yine bu dönemde, kimse Nicolas Cage'in ne kadar yükseleceğini tahmin edememişti.

"O, oyuncuların caz müzisyenidir."

Anlamlardan konuşmaktan rahatsız olan David Lynch, Cage için bu yakıştırmayı yerinde görür. Wild at Heart filminde, kızların pek de sevmeyeceği bir tipte karşımıza çıkan Cage, bireyselliğinin ve kişisel özgürlüğünün simgesi yılan derisi ceketiyle David Lynch dünyasının bir penceresinden daha içeri girmemizi sağlar. Genç yaşına rağmen Cage, büyük yönetmenlerin büyük filmlerinde hızla rol almaya başlar. 1990'lı yıllarda oynadığı filmler, onun tüm dünyaca tanınmasını sağlayan filmlerdi. Bir kara film örneği olan Red Rock West, bir korumayı canlandırdığı eğlenceli Guarding Tess, 1994 yılında çok az para ile oynadığı; çok büyük bir performans sergilediği; 1995 Akademi Ödülleri’nde En İyi Aktör dalında, “and the oscar goes to Nicolas Cage” diye sahneye çağrılmasını sağlayan, ölümüne içen bir karakteri canlandırdığı, Leaving Las Vegas filminde oynadı. Daha sonra bir anda beyazperde'nin milyon dolarlar kazanan yıldızları arasına girdi. Art arda sapına kadar ticari, ota boka yaramaz diye tabir edilen, fakat tüm dünyada kitleleri sinema salonlarına dolduran, aksiyon sinemasının en iyi örneklerinden; The Rock, Con Air, Face/off gibi filmlerde yer aldı. Yakışıklı görülmediği halde bir meleği canlandırdığı, insanın hayata bakışını değiştirebilecek nitelikte bir eser olan, City of Angels filminde rol aldı. 1990'ların ortasında artık Nicolas Cage, 'film yıldızı' olarak anılmayı başaran bir star'dır.


"Bu insanlar (bazı) sadece 'ciddi film' diye damgalanan yapımlarda rol alıyorlar. Oysa bana kalırsa Leaving Las Vegas ne kadar 'ciddi' bir filmse, Superman de o kadar değerlidir. Her şey, sizin 'ciddi' sıfatını nasıl yorumladığınıza bağlı..."


2000'li yıllarda, The Family Man, Charlie Kaufman zekasının bir ürünü olan, Adaptation, ilginç bir film olan ve sonuyla şaşırtan Matchstick Men ve bir sistem eleştirisi olan Lord of War gibi filmler ile övgüler alsa da, günümüzde çok eleştiriliyor Nicolas Cage.
Hakedilmeyen eleştiriler bunlar. Çünkü Nicolas Cage, ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu ispatlayan ve bunu daha fazla ispatlamasına gerek olmayan bir oyuncu. Hiçbir değeri olmayan ya da çocuk filmleri gibi yakıştırmalarda bulunulan filmlerde oynadığı yönünde eleştirelere maruz kaldı. Her şeyden önce o, eğlenebileceği filmlerde rol almak isteyen; doğaçlama yeteneğini kullanabildiği filmlerde rol almayı seven birisi.

"Bir çitin üzerine oturup yaşamı izleyecek bir tip değilim ben. Günü yakalamayı, anı yaşamayı seviyorum ve bence evrenin bizden istediği şey de bu."

Cage'in bu sözünden yola çıkacak olursak Cage, “o iyi film değil”, “bana yakışmaz”, “ben daha sanatsal filmlerde oynamalıyım” diye bir kaygı taşımıyor. Yukarıda da söylediği gibi ciddi sıfatnı nasıl yorumladığınıza bağlı bu.
- Nicolas Cage gibi bir adam Ghost Rider filminde nasıl oynar?
- Oynar. çünkü o, bir çizgi roman hastası.
Çizgi romanlarla büyüyen üstelik büyümeyle kalmayıp ismini de Luke Cage isimli bir süper kahramandan alan biri... Ghost Rider ile bir süper kahraman filminde oynama hayalini gerçekleştirdi Cage. İnsan hayalini gerçekleştirdi diye eleştirilir mi? Bazan da Coppola'nın yeğeni diye bu kadar yol alabildi, torpili olmasa bu seviyeye ulaşamazdı gibi savlar öne sürülüyor. Dünyanın hangi mesleği, hangi dalı olursa olsun insan torpille sadece işe girer, sektöre atılır. Fakat kişinin içinde bir cevher yoksa, asla torpilin sağladığı avantaj daim olmaz. Bir kişi ne kadar torpilli olursa olsun içinde o mesleğe dair cevher yoksa mutlaka başarısız olacak; uzun vadede o meslekte daim olamayacaktır. Nicolas Cage'in içinde onu bugünlere kadar getiren çok büyük bir cevher; büyük bir sinema aşkı vardı. O sinema aşkı hala da devam ediyor. Ve bu yüzden eski filmlerine oranla daha az kalitesiz filmlerde oynuyor. Yine de filmler çok iyi olmasa da filmi keyifle izlettirebiliyor.

Nicolas Cage, farklı tür filmlerde rol alan ve rol aldığı filmlerin hakkını ayakta alkışlanabilecek nitelikte performanslar sergileyerek veren bir oyuncu. Bazı oyuncular hep aynı tür filmlerde oynayarak adeta o türün vazgeçilmez ismi olarak tanımlanır. Bazıları ise tek bir filmi ile unutulmayan oyuncular listesinde kalmayı başarır. Fakat, farklı türlerde gösterdiği başarılı performanslarla her tür filmde oynayabildiğini kanıtlayan, her filminde iki kişilik, hatta üç kişilik performans sergileyen, oynadığı filmlere kendinden bir şeyler katarak filmi farklı kılan, melankolik bakışlarıyla insanın içini ısıtan, asil bir oyuncu Nicolas Cage.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder