25 Temmuz 2009 Cumartesi

BİRDY (1984)



“Daha önce gördüklerinize hiç benzemeyen eşsiz bir tecrübe.”

Alan Parker’ın yönetmenliğini yaptığı Birdy, savaşın etkilerini çok farklı bir yönden ele alan bir yandan da gerçek dostluğu anlatan, 1984 yapımı değerli bir film. Vietnam savaşına katıldıktan sonra evlerine geri dönen iki yakın arkadaş Al ve Birdy’nin hikayesini anlatıyor. Al ve Birdy, savaştan geri döndüklerinde, giderkenki durumlarından oldukça farklıdırlar. Al, savaştan fiziksel yaralar almış bir vaziyette geri dönerken, Birdy, psikolojk olarak etkilenmiş ve farklı bir ruh haline girmiştir. Kendisini, tutkuyla sevdiği kuşlarla özdeşleştirmiş ve kendisinin kuş olduğuna inanmaya başlamıştır. Gerçek dünyayı umursamayıp, iç dünyasına kapanmıştır. Bu durumu öğrenen Al, onu eski haline döndürmek için eşi az bulunur bir arkadaşlık örneği gösteriyor. Bu süreçte Al ile Birdy arasındaki ilişkiyi yönetmen, öylesine derinlemesine işliyor ki film bir şaheser olma konumuna ulaşıyor. Vietnam savaşının insanların gerek ruhsal gerekse de fiziksel olarak açtığı yaralara değinen film, hiçbir şeyin savaşla çözülemeyeceğini, savaşın çözüm değil sorun ürettiğini çok iyi vurguluyor. Bir savaşın etkileri anlatılırken film genellikle savaş görüntüleri de içerir. Fakat bu film, savaş görüntüleri içermiyor, iki arkadaşın hafızasında yer etmiş derin savaş acılarını ve etkilerini izleyicinin hayal ederek düşünmesini sağlıyor. Ve bunda çok başarılı oluyor. Bu nedenle Birdy, farklı ve kusursuz bir film olduğunu, anlatmak istediği şeyi değişik bir yolla anlatmasıyla gösteriyor. ‘George Orwell’in ‘1984’ adlı romanında da anlatıldığı üzere, savaşın aslında, ülkelerin kendi politikaları gereği halka devamlı korku salmak, milli benliği güçlü tutarak bir denge politikası izlemek amacıyla var olduğu bilinen bir gerçek. Savaşların kazandırdıklarından çok kaybettirdikleri daha değerli şeylerdir. Bu bağlamda Birdy, savaşın insanlar üzerinde bir yıkıma yol açtığını etkileyici kurgusu, ışık ve görüntü yönetimiyle harika bir şekilde anlatmasını biliyor. Filmde özgürlük teması çok ince ayrıntılarla vurgulanarak, Özgürlüğün hayat için ne denli önemli olduğu gösteriliyor. Film, izleyiciye, sinir, hüzün, dostluk, mutluluk ve savaş gibi kavramları film boyunca birebir yaşamış gibi hissetiriyor. Kuşlara olan tutku, uçmaya olan 'tutku' mükemmel şekilde anlatılıyor. Birdy, herkesce izlenmesi gereken, ders niteliğinde öğeler barındıran, şaşırtıcı sonuyla insanı “özgürlüğe” ve mutluluğa sevkeden etkili bir film.

Birdy karakteriyle Matthew Modine, harikulade bir performans sergiliyor. Kendisini kuş sanan bir insanı mükemmel şekilde canlandırıp, izleyiciyi kendisine inandırmakla kalmıyor; hayran bırakıyor. Onu anlayan tek kişi olan arkadaşı, dostu Al rolünde ise Nicolas Cage, büyüleyici. Ayrıca Cage, savaşta acı çeken insanları daha iyi anlamak için bu filmde, sağlam iki dişini herhangi bir uyuşturucu ya da ilaç almadan çektirmiştir. Film boyunca yüzünün yarısı sarılı olmasına rağmen Nicolas Cage, sesiyle ve oyunculuğuyla öyle göz dolduruyor ki büyük bir oyuncu olduğunu kanıtlar nitelikte oynayarak Coen Biraderler’in, dikkatini çekmeyi de başarıyor. Ve nihayetinde birkaç yıl sonra Coen’lerin ‘Raising Arizona’ filminde, ipe sapa gelmez bir suçluyu başarıyla canlandırarak bir yıldız olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

1 yorum:

  1. bu fılmden sonra hayran olmustum.. fılme mı yoksa o'na mı bılmıyorum ama cok cok cok etkılenmıstım..

    YanıtlaSil