3 Kasım 2009 Salı

THE WEATHER MAN (2005)


“Hayat da hava durumu gibidir, bir günü bir gününü tutmaz.”

‘Pirates of the Caribbean’ gibi efsane olmuş bir filmi yöneterek kariyerinde önemli bir başarı yakalayan Gore Verbinski, The Weather Man ile kendini tanıma ve bulma yolunda çabalayan bir hava durumu sunucusunun karmaşık hayatını anlatıyor. Verbinski, karışık ruh halindeki baş karakterinin kendisiyle olan ilişkisini daha iyi yansıtabilmek için kullandığı kasvetli atmosfer, filmin akışına çok yakışmış. David Spritz’in tıpkı sunduğu hava durumu gibi kendi hayatının da değişkenlik göstermesi ve aile yaşamını yoluna koymak için çalışırken devamlı aksiliklerle karşılaşması, karakterin zaten ikilem yaşayan ruhunu daha da çıkmaza sokuyor. Bu çıkmazdan kurtulmak adına birçok adım atan David, bir nevi ‘mutlu’ olmak için eski eşinin yüzüne attığı kar topunun kendisine ‘mutsuzluk’ olarak geri dönmesiyle tökezliyor

“Kolaylığın yetişkin hayatında yeri yok evlat!”

Tâki kaya gibi babasıyla yaptığı sohbete ve onun ölümüne dek. David’in hayatında babasının rolü çok önemlidir. Bana göre çoğu insanın yaptığı gibi David’in yaptığı en büyük hata da, babasının başarısının daha da üstüne çıkmak için çabalamasıdır. Bu amaç uğruna insanlar, kendi olmaktan çıkar adeta başka biri gibi olmaya çalışan insan olurlar. Böylece de insanın kendini ararken her defasında başka birini bulması olasıdır. Halbuki başkası gibi olmaya çalışmamalı insan. Kendini tanımalı. Bu nedenle The Weather Man, insanı kendisiyle iç yolculuğa çıkaran sonuyla yüreklerde buruk bir tat bırakan enfes bir film.


Nicolas Cage yine mükemmel bir oyunculuk örneği gösteriyor. Bu performansa eşlik eden de yine Cage kadar başarılı bir performans sergileyen Michael Caine. Oyuncuların ve yönetmenin güzel bir görsel şölen sunduğu film, insanın kendini bulma ve tanımasına farklı bir senaryo başarısı ile yardımcı olan etkili bir film. Ayrıca Nick Cave tarafından da yorumlanan ‘The Passenger’ adlı şarkı da filme hoş şekilde eşlik etmektedir.

Sonuç olarak, film parçalanmış ailesini tekrar bir araya getirmeye çalışan bir hava durumu sunucusunu anlatıyor. The Weather Man, bir insanın hayat durumunu en faydalı ve gerçekçi şekilde anlatan filmlerden birisi. Oyuncular, yönetmen, senaryo, müzik her şey mükemmel bir uyum içinde... Film, bir insanın günlük yaşantısını hoş bir dinginlikle anlatıyor.
Fırtınalı Hayatlar izleyiciyi fena halde ıslatıyor. Bu nedenle yanınızda şemsiye getirmeyi unutmayın tabi şemsiyenin altındakinin kim olduğunu da asla unutmayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder